Okulda mescit dilekçesi ve gerekçesi
11.12.2012
Öğrenci velisisiniz. Ortaokul veya lisedeki ve hatta ilkokuldaki çocuğunuz öğle ve ikindi namazını okulunda kılmak istiyor. Siz de bunu istiyor ve destekliyorsunuz.
Müdüre başvurup namaz kılacak bir yer ya da bir mescit açılmasını talep ve arzu ediyorsunuz. Müdür yanlış cevap veriyor: "Mevzuatta yeri yok, açamayız."
Bu cevap, müdürünüz iyiniyetli, cahil ve korkak ise hatalı; kötüniyetli ise, düşmanca.
Siz talebinizi yazılı-imzalı olarak yeniliyorsunuz:
“… isimli … numaralı öğrencinin velisiyim. Çocuğum öğle ve ikindi namazlarını zamanında kılmak istiyor. Ben de uygun buluyorum. Okul alanı içinde çocuğumun namaz kılabileceği uygun bir mekânın düzenlenip kendisine ve tarafıma bildirilmesini talep ve rica eder, şartlı(!) saygılarımı sunarım.”
Dilekçeyi alan okul müdürü, inisiyatif kullanır da bir “çok amaçlı salon” ya da “mescit” açarsa mesele yok.
Müdür tereddüt ederse amirine soracak. O da amirine. Sonuçta soru gelip Millî Eğitim Bakanlığının hukuk müşavirlerine dayanacak:
Mevzuat ne diyor? Açılmasına izin verelim mi, vermeyelim mi?
İşte bu yazı o muhteremlere yardımcı olmak içindir.
1. Önce hukukun en genel ilkesi bu hakkı tanır:
“Kanun yasaklamıyorsa serbesttir. Zira, kanun bize serbest olanları ve serbest alanlara ilişkin sınırlarımızı değil yasak olanları ve yasağa ilişkin sınırlarımızı söyler.”
Biz aradık, bir yasak kuralı bulamadık. Var diyen hak-hukukçu bize göstermeli.
2. Anayasanın da üst değer olarak atıf yaptığı evrensel hukuk kuralları bu hakkı tanır:
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 18. maddesine göre “Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak din ya da inanç değiştirme; dinini ya da inancını tek başına ya da topluca, açık ya da özel olarak öğretim, uygulama, tapınma ve anma bağlamında açığa vurma özgürlüğünü içerir.”
Bu beyannamenin 26. maddesi eğitim hakkını da teminat altına alır ve eğitim tercihi konusunda önceliği ana babaya verir.
Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de 9. maddesi ile bu hakkı teminat altına almış ve hangi hâllerde sınırlanabileceğini bildirmiştir: Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlâkın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.
3. Yürürlükteki Anayasa da 24. maddesi ile “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir … ibadet, dinî ayin ve törenler serbesttir.” demektedir. 13. maddeye göre de bu hak ancak kanunla sınırlanabilir.
4. Okullarda namaz kılmayı ve ibadet için uygun mekan (mescit) açılmasını engelleyen herhangi bir kanun yoktur.
O hâlde mescit açmaya mâni hâl de yoktur.
5. Yönetmeliklerin bu hususta ne dediğinin önemi yoktur, ama zaten yönetmeliklerde de bir yasak yoktur.
Aksine, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 64. maddesinde şu hüküm var:
“Binalarda; rehberlik ve psikolojik danışma servisi, derslik, bilişim teknolojisi sınıfı, atölye, laboratuvar, yönetim, araç-gereç, resim, müzik, kaynak veya destek eğitim odaları, konferans salonu, öğretmenler odası, kütüphane ve benzeri yerler bulunur. Spor salonu, çok amaçlı salon, spor ve oyun alanları okul veya kurumun amaçlarına göre düzenlenir. Bina ve eklentilerinin yeterli olması durumunda, ihtiyaca göre çağın gerektirdiği hobi alanları ve sosyal etkinlik ortamları düzenlenir, bilimsel ve teknolojik araç-gereçle donatılır.”
“Bu maddede mescit sayılmamış” diyecek aklıevvellere cevap: Doğru ama kantin de sayılmamış!
Ya kanunda yeri olmayan kantini de kapat—ki bu anlamsız—ya da mescidimi aç, ey müdür! Açtır, ey genel müdür!..
|
Prof. Dr. Ahmet Battal |
Sitemizdeki yazıları |
|
Prof. Dr. Ahmet Battal |
Sitemizdeki yazıları |