Metin KarabaşoğluYazar |
Hz. Peygamber hakkında
www.kakarakalem.net' ten alınmıştır
Bir sınıfta
öğretmen esasında yalnız bir öğrenci için dersini
tam anlatır—onu en iyi anlayan öğrenci için. Bir’ler
her zaman önemlidir. Bir Muhammed-i Arabî’nin
ubudiyeti hatırına, koca bir kâinat yaratılmıştır.
Peygamberimizin hiçbir fiili yoktur ki, HÜVE’yi
göstermesin, O’nu bildirmesin.
Bugün biz
“lâ ilahe illallah”ı kolaylıkla söylüyorsak,
“muhammedun resulullah”tan dolayıdır.
Yamaçlar
kalabalık, zirveler yalnızdır. En çok istifade
edilen insan olarak Resûlullah (a.s.m.), aynı
zamanda, en az anlaşılan insandır da. Çünkü, onun
anlattığı hakikati onun kendi iç dünyasında anladığı
derecede anlayan başka bir kimse yoktur. Peygamber
başka bir insandan almamış; almadan vermiştir.
Hz.
Peygamber peygamber olduğu için öyle dua ediyor
değil. Öyle dua edebildiği için Rabbimiz onu
peygamber seçiyor.
Kap küçükse
çabuk dolar. Resûlullah’ın kabı genişti ve devamlı
genişliyordu. O yüzden, her daim tefekkür ve
tezekkür üzere idi, o yüzden günde yetmiş kez daha
da fazlasını yapamadığı için istiğfar ediyordu, o
yüzden “Seni lâyık olduğun surette sena edemem. Sen
kendini sena ettiğin hal üzeresin” diye Rabbine
yakarıyordu...
Dağa çıkıp
inmeyen adama dağcı demezler. Resûlullah miraca
çıkmış, ama dönmüştür. Peygamber vasfı böyle bir
tavrı gerektirir.
Resûlullah’ın ne düşündüğünü ve nasıl yaşadığını
öğrenmek istiyorsan, Kur’ân’ı oku! Kur’ân,
Resûlullah’ın hayatını yansıtır; neyi nasıl
yaşadığını, neye nasıl baktığını, neye nasıl ve niye
inandığını bize gösterir.
Resûl-i
Ekrem’in hayatı Kur’ân’dır. Her zaman Bismillah
şuuruyla yaşar, Fatiha şuuruyla devam eder…
“Soruyu ben
sorarım, cevabı da ben bulurum. Peygambere ihtiyacım
yok” demek, kendisini Resûl-i Ekrem’in ve onun
getirdiği hakikatin yerine koymak demektir.
Resûle tâbi
olmayan, kendine tâbi oluyor.
Nefisler
peygambersiz bir din arzu ediyorlar; tâ ki
kafalarına göre yorumlamaları mümkün olsun…
Sünnet-i
seniyyesiz bir dinî anlayış, eksik ve hatta sakat
bir dinî anlayıştır.
Aklın
anladığını tashih etmek yerine Resûlullah’ın sözünü
tashihe kalkışmamalı.
Peygamber
‘insanüstü’ olsaydı, bana rehber olmazdı. “O
başkaydı, ben onun gibi olamam” diyemeyiz. Elimizden
geldiğince onun gibi olmaya çalışmalıyız…
Peygamberimizi hatırladıkça, çok önemli bir mahluk
olduğumu hissediyorum. Çünkü, benim en küçük bir
halim ihmal edilmiyor.
Nübüvvete
tâbi olmak, insanın kendisi ve kâinatla barışık
olmasıyla ilgilidir.
Mirac
Resulullah’ın 52 yıllık hayatının tasdikidir;
sünnetin teyididir.
Mirac
elliiki yıl boyu yaşanmış bir yolculuğun tasdikidir.
Resûlullah’ın birebir kendisine benzetmeye çalıştığı
tek kişi yoktur.
Metin Karabaşoğlu'nun Sitemizdeki Yazıları |
Metin Karabaşoğlu'nun Sitemizdeki Yazıları |