Tam 60 yıl önce,
27 Mayıs 1960 sabahı erken saatlerde radyolardan Milli Birlik Komitesi üyesi Albay Alparslan Türkeş tarafından aşağıdaki bildiri okundu:
“Sevgili Vatandaşlar, Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır...”
(Bildiri uzun olduğu için, tamamını almadım. Bu içerik sonraki yıllarda yapılacak darbelerde de ufak değişikliklerle korundu...)
1923 de ilan edilen Cumhuriyetten itibaren; TC'nin kuruluşundan 37 yıl
Sonra Ordu içinde ki bir grup cuntacının öncülüğünde darbe yapıldı. Rahmetli Başbakan Adnan Menderes, dış işleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye bakanı Hasan Polatkan;
Yassıada’da kurulan uyduruk darbe mahkemesince idama mahkum edildi. 17 Eylül 1961 de de bu karar infaz edildi
TC tarihinde bu darbe bir geleneği başlattı. Ardından 12 Mart 1971 Askeri Muhtırası ile o zamanki Başbakan rahmetli Süleyman Demirel istifa ettirildi. Yerine Askerin kontrolünde Nihat Erim hükümeti kurduruldu. ..
12 Eylül 1980 de Kenan Evren öncülüğünde 3. Darbe gerçekleşti. Demirel
Erbakan Türkeş göz altına alındı
Ve eski siyasilere siyaset yasağı kondu...1997 de ise, rahmetli Erbakan başbakanken, çevik Bir çetesi önderliğinde 28 Şubat post modern darbesi ile, Erbakan istifa ettirildi. Darbenin desteklediği, Mesut yılmaz ve Ecevit hükümetleri kuruldu
Daha sonra 2007 de Erdoğan hükümetine karşı, Genelkurmay sitesinden 27 Nisan e-muhtırası Verildi.
En son darbe teşebbüsü ise 15 Temmuz 2016 da oldu...
Sayın Erdoğan’ın halkı sokağa çağırmasıyla beraber, Halkın bir kesimi canı pahasına sokağa çıktı; ölerek ve yaralanarak darbeyi durdurdu.
Ama darbe söylentileri hala son bulmadı.
Peki Ordumuz neden bu darbeleri yaptı? (son FETÖ darbesini hariç tutarak...)
Bildiğimiz gibi TC yi Osmanlı paşası olan
M. Kemal ve diğer Paşalar kurdu.Askerin rejim üzerinde ki etkisi her zaman baskın oldu.Askeri cenah, anayasaca kendisine verilen “ devleti koruma kollama” umdesine dayanarak; sivil hükümetlerin beğenmedikleri icraatları nedeniyle, onları hep uyardı ! Olmadı darbe yaptı... Tabi ki bu darbelerde ABD ve Nato'nun etkisi çok belirgindi. .. Askeri vesayet:Temeli 1933'lerde atılan ve 1961 darbe anayasası ile tescillenen “Milli Güvenlik Kurulu “vasıtası ile hükümetler üzerinde hep baskı kurdu.Bu kurul,Genelkurmay ve kuvvet komutanlarını, halkın seçtiği sivil hükümetlerle beraber aynı masaya oturtuyordu.Halende oturuyorlar...
Askerden geçmeyen tasarılar, öneriler, icraata dökülemiyordu...
Yani, Halk oyları ile hükümeti seçiyor lakin; davul hükümetin boynunda, ama tokmak askerin elinde idi. ..15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra
Askerin kurulda ki etkisi zayıflatıldı.
Şu anda Askeri vesayet ciddi oranda ortadan kalkmış durumda. ..
Peki, bu askerin darbe geleneği sadece TC de mi başladı ?
Elbette ki HAYIR!
Demokrasinin olmadığı ya da TC gibi yarım yamalak demokrasinin olduğu ülkelerde darbeler hep olagelmiştir. ( bundan sonra olmasını asla!istemiyor ve buna tevessül edeceklerin halkın tükürükleriyle boğulacağına inanıyorum. Halkın seçtiklerini yine halk; adil, eşit seçimlerle oyları ile değiştirmeli!... )
Ayrıca, darbe zihniyeti TC ile ortaya çıkmadı. Osmanlı bakiyesi olan TC, her ne kadar “reddi miras” yapmış olsa da; kurum kuruluş ve gelenekler olarak Osmanlı’nın renklerini hep taşıdı. Darbelerde de bunun izlerini görmek mümkündür. Osmanlı yeniçeri baş kaldırıları ve “ Kelle alma” geleneği yüz yıllar boyu devam etmiştir.
Osmanlı da yeniçeri ( ordu) ilk kelle alma eylemi
4 Mayıs 1481 – Başlar Mızrakta ile olmuştur...
Fatih’in ölümünü gizleyerek Cem’in tahta geçmesini amaçlayan Vezir-i Azam Karamani Mehmed Paşa’yı katleden Yeniçeriler başını mızrağa geçirip İstanbul’da dolaştılar.
Buna benzer çok örnekler var...
632 yıllık Osmanlı İmparatorluğu döneminde;
292 Sadrazam ( Başbakan) dan 45 tanesi gerek padişah, gerekse Yeniçerilerin talebi ve diğer nedenlerle idam edilmiştir. ..
Yanı Osmanlı ordusu paşalarınca kurulan TC, Darbe geleneğini sosyolojik genlerle Osmanlı’dan miras almıştır. ..
Temennimiz şu ki;Ülkemiz, gelişmiş ve demokrasisini oturtmuş ülkeler ligine çıksın.
Son yıllarda; gerek ordu, gerek yargı ve gerekse bürokratik vesayet ciddi anlamda geriletildi. Lakin demokratik cumhuriyet inşa edilemedi.
Ülkemizin ifade ve basın özgürlüğü, insan hakları, adalet karnesi her geçen gün irtifa kaybediyor. ..
Ortadoğu Coğrafyasında ve bir çok açıdan önemli bir konumu olan ülkemizin; gerçek laik, demokratik bir cumhuriyet hüviyetine kavuşması en büyük hülyamdır. ..
27 Mayıs vesilesi ile merhum Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan i rahmet ve minnetle anıyorum.
Bütün darbecileri ve darbe heveslilerini lanetliyorum. ..