Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz." dedi...
Yukarıda ki cümleyi baz alan bir çok gazeteci, yazar; Emine Erdoğan'ın Halifelik ilan ettiğini, Türkiye'nin halifelikle idare edildiğini iddia ettiğini ileri sürdüler...Bir çok internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında bu konu işlenmiş ve tepkiler verilmiş. Türkiye de Halifeliğin 3 Mart 1924 de kalktığını ve Türkiye’nin Halifelikle idare edilemeyeceğini söylemişler...
Vallahi çok güldüm ve çok da şaşırdım. Bir yandan da , bu ülke de , kendi kültürel kodlarından bihaber “ sözde aydınlar”ın hala var olması üzdü beni. Aydın- entellektüel insan , kendi ülke değerleri hakkında ; (kabul etmezse dahi) , bilgi sahibi olması gerektiğini ne zaman öğrenecek?
“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” tam da bu kişiler için söylenmiş olsa gerek.
Bre “ cahil aydınlar!”
İslam kültüründe, her insan yeryüzünde bir halifedir.
Sizin anladığınız halifelikle bunun hiç bir alakası yoktur...
“İnsan: Yeryüzünün Halifesi
Hilafet, “birisini temsil etmek, onun yetkilerini kullanmak” demektir.
Allah Kelamında, “yeryüzünde her ne varsa hepsinin insan için yaratıldığı" beyan edilmektedir (Bakara, 2/29). İnsan, yeryüzünde Allah’ın halifesi olduğuna göre, bu nimetlerde O’nun rızasına uygun olarak tasarruf etmek durumundadır. Hz. Âdem bir peygamber ve ilk halife olarak bu manayı yaşamış ve yeryüzünün hakkıyla halifesi olmuştur. Ancak, hilafet ona mahsus değildir, bütün insan nevine şamildir. Şu var ki, Allah’ın mülkünde O’nun rızası hilafına icraat yapanlar “halife” değil, emanete hıyanet eden “asi” birer kuldurlar.”
Emine Erdoğan, kendisinin öncülüğünde başladığı söylenen ”Sıfır Atık Projesi”nin, Diyanet İşleri Başkanlığında “Sıfır Atık-Sıfır İsraf” temasıyla uygulanması çalışmalarına ilişkin tanıtım toplantısında konuştu.:
(...)
HALİFE OLMANIN SORUMLULUĞU…”
Emine Erdoğan, “Müslümanlar olarak israf meselesini şahsi tüketimlerin ötesinde, daha geniş anlamıyla görebilmek gerektiğini” söyleyip şöyle devam etti:
“Ay sonunda elektrik, su, gaz faturalarımız düştüğünde israftan kaçınmış olmuyoruz. 1 kilogram ekmeğin israfı, onu yapmak için kullanılan 1,6 litre suyun da israfı demek. 1 pamuklu tişörtün israfı, onun üretimi için harcanan 2 bin 700 litre suyun da israfı demek. Biz, sadece kendi çeşmemizden, ampulümüzden, soframızdan değil, yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz. Afrikalı bir çocuğun, temiz su bulamadığı için maruz kaldığı hastalıkları çocuklarımıza doğru anlatabilirsek, 1 dilim ekmeğin undan çok daha fazla anlamı olduğunu da kavratmış oluruz. ” www.gazetemanifesto.com
Bir tarafta bilgisizlik ve cehalet, bir tarafta bazı siyasetçilerce oluşturulan kutuplaşma; tarafları biri birine kör ve sağır etmiş. Taraflar tamamen ön yargıyla hareket ediyorlar