04.06.2023 - İzmir
Bazen gitmelidir insan...
Heveslerinden, korkularından, hatta kendinden bile.
Vazgeçebilmelidir.
Meselâ "dünü" bırakabilmelidir, dün artık geride kaldı, dönüp alamazsın, zamanı geri saramazsın, ne faydası var bırak olduğu yerde yoluna devam et.
Geriye dönme hedefin, hep ilerisi olsun. Neden gözlerimiz başımızın ön kısmında hiç düşündün mü? Hedef ileride, arkana bakma!
Ha, bir de " ileride" diye kendimizi kandırırız. Öf, ne olmazları oldurur, cak mış gibi oturur plânlar yaparız. Hepsi yalan, palavra.
Unut onları, bırak onları oldukları yerde saysınlar sen yürü git, oyalanma...
Bir türlü kopamadığın faydadan çok zarar veren rutinin vardır. Bilirsin, bilirsin de göz yumarsın kıyamazsın.
Halbuki o kıyamadıkların seni kıyma makinasında çatır çatır çekerler de üstüne cızbız köfte yapar, afiyetle yerler. Öyle keyifle yerler ki sen bitince işkembeden bir de geğirirler.
Bırak o sofrada birbirlerini yesinler, sen yavaşça sıvış...
Yıllardır yürüdüğün o yolu bırak, başka caddeleri, sokakları, patikaları keşfet.
Gözlerini aç ve bak, dışarıda neler var?
Bırak yeni heyecanlar oluşsun, sen kendini yenile. Ruhun nefes alsın bırak ucunu istediği yerde huzur bulsun.
Ömrünü geçirdiğin evini değiş. Hoş, bunu yapan çok, hatta evden çıkarken eşyalarını da bırakıp gidiyorlar. Benim dediğim bu değil.
Ev seninle, sen de evle bütünleşmişsindir hani. Olmazsa olmaz, başka yerde yaşayamam sanırsın, o öyle değil.
Hoplaya zıplaya girdiğin o evden bir gün seni tabutla çıkarırlar.
Sen elini çabuk tut, önce davran şaşırt hayatı, al çantanı başka bir evde yeniden başla.
Değişim her zaman yeni bir umuttur. Durma, yürü git...
Kendine bir takım görevler yükleme. Taşıdığın, çok zaman altında ezildiğin yükleri fazladan yüklendiklerini düşün, fark et ve bırak! Bırak kim istiyorsa o alsın, doymadın mı nereye kadar?
Oo bakıyorum da bakışların değişti, biraz da sırtın dikleşti sanki e hadi bakalım.
Sence daha neleri bırakabilirsin?
Gerginlik? Stres? Endişe? Somurtma? Kırgınlık? Kızgınlık? Sinir? Kafayı yeme?...
Deli! sen deli misin?
Bu kadarını kim taşır, hangi bünye kaldırır?
Geç bunları geç.
Geç yanından bir an bile düşünme.
Hayat, bu değil. Tökezler bir yerde düşer insan.
Düşer, sözden düşer, gözden düşer .
Toparlan ve yürü, vazgeç...
Vazgeç, vakit geç olsa da hâlâ umudun var, ve sen seçilmiş bir ruhsun, görevlerin kadar yaşamak hakkın da var.
Geldiğin bu yerin hakkını ver, kendini sev, fırsat ver...
Hâlâ inat ediyorsan, kendini terk et, cesedin kalsın.
Arkana bakma!...