Kanaatimce...

Anasayfa Fıkralar Öyküler Güzel Sözler
Direnme Hakkı

Direnme Hakkı

Nimet DEMİR

Yeni Asya Gazetesi-26.12.2012

Diyarbakır Cezaevi'nde bir bayana uygulanan işkenceler Sayın Bülent Arınç'ın yanında anlatılınca, gayri ihtiyari “Bu işkencelere ben uğrasaydım dağa çıkardım” sözünü söylediği basına yansıdı. Son otuz yılda gelişen olayların etkilediği toplumsal zihin, dağı, PKK ve eylemleriyle özdeşleştirmiştir. Basın bu yüzden söz konusu beyanı, örgütün haklı olup olmadığı zaviyesinden değerlendirdi. Böylece işin esası gözden kaçırıldı. Biz Sayın Arınç'ın dağa çıkmayı kutsadığı kanaatinde değiliz. Esasen Sayın Arınç'ın gayri ihtiyari ortaya koyduğu bu tepkisi, bize direnmenin doğal bir hak olduğu gerçeğini hatırlatmaktadır. Bizde bu güncel olayı vesile kılarak yazımızı direnme hakkına ayırdık. Ancak konuyu ele almadan önce PKK nın sergilediği silahlı ve kanlı yöntemin yanlışlığına işaret etmek isteriz. Onların yanlış ve menfi yöntemi direnmenin bir hak olduğu gerçeğini göz ardı etmemizi gerektirmez. Toplum olarak silahsız ve kansız sivil direnişin müspet metotlarını ortaya koyan ve netice alan değerlere sahibiz. Direnmenin çok önemli ve temel bir hak olduğu bu müspet metotları kullananların mücadelesinde kendini ortaya koymaktadır.

Direnme hakkına gelince, bilindiği gibi iktidarlar ellerinde bulundurdukları gücün doğası gereği, çoğunlukla bu güçlerini hak ve özgürlük ihlalleri yönünde kullanırlar. İktidarın vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini ihlal etmeleri halinde, vatandaşların bu ihlale direnme hakları gündeme gelmektedir.

Batı Dünyasından Saint Thomas d'Aguin, “meşruluğunu yitiren yöneticilere karşı direnme, halkın doğal hakkıdır” sözleri ile direnmenin doğal haklardan olduğunu belirtir. Fichte, “insan özgürlüğe dayanmayan tüm kurum ve yasaları yıkma hakkına sahiptir” demek sureti ile direnme hakkına vurgu yapmıştır. Varoluşçular düşünüyorsak varız, hissediyorsak varız, isyan ediyorsak varız diyerek, düşünmeyi, hissetmeyi ve isyanı varlık nedeni saymışlardır.

Bize gelince Kur'an'da ve Hz. Peygamberin hadislerinde direnme hakkının varlığını gösteren pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır. Merak edenlere Bünyamin Duran'ın, Köprü Dergisinin, Bahar 95 sayısına bakmalarını öneririz.

Hayatı ile direnmenin müspet metodunu ortaya koyan Bediüzzaman Said Nursi direnmenin bir hak olduğunu ifade etmektedir. O “haksızlığa karşı, zulme karşı, kanunsuzluğa karşı, muhalefet, hiç bir hükümette suç sayılmaz; bilakis, muhalefet meşru ve samimi bir muvazene-i adalet unsurudur” sözleri ile haksızlık ve adaletsizliğe karşı gelmenin bir hak olduğunu ortaya koymaktadır. Yine Bediüzzaman, Denizli Mahkemesine sunduğu müdafaasında “bize karşı gelen böyle bir istibdad-ı mutlak altında hiçbir hürriyet -ne hürriyet-i ilmiye, ne hürriyet-i vicdan, ne hürriyet-i diniye- olmamasından, ehli namus ve diyanet ve taraftar-ı hürriyet olanlara ya ölmek veya hapse girmekten başka bir çare kalmaz.” ifadeleri ile baskıcı yönetime, mutlak manada karşı durulması gerektiğini nazara verir.

Direnme hakkı kanunlarda zikredilmese bile, insani değerlerde mündemiç bulunduğu Anayasa Mahkemesinin 8.12.1988 gün ve E.1988 (SPK), K.1988/1 sayılı kararında yer almıştır. Anayasa Mahkemesi bu hakkın varlığını, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının parti programında direnme hakkına yer vermesi sebebi ile İşçi Partisinin kapatılması için açtığı davada dile getirmiştir. Mahkeme, kararında özetle direnme hakkı konusunda yasal bir düzenleme bulunmasa bile, direnmenin bir hak olduğunda kuşku yoktur demektedir.

Almanların toplum olarak ne kadar kurallara bağlı olduğu malum. Hatta yasada belirtilmeyen bir hakkı kullanmayacakları latife kabilinden ifade edilir. Bu yüzden olmalı ki Alman Anayasasının, yirminci maddesi vatandaşların direnme hakkının bulunduğunu kabul eder. Her ne kadar Anayasa Mahkememiz yazılı bir metin bulunmasa bile direnme hakkının olduğunu belirtiyorsa da, bizde yüzyıllardır hikmeti hükümetten sual olunmaz anlayışının iktidar olduğu bilinir. Yine bu anlayışın toplumun algısına yerleştiği bir gerçek. Dolayısı ile yazılı bir metinle direnme hakkının ilanına Alman toplumundan daha çok muhtacız. Bu durum dikkate alınarak yeni yapılacak anayasada direnme hakkına da yer verilmesi gerektiği kanaatindeyim.

 

Nimet Demir Yazıları