Kanaatimce...

BİR HABER KANALINDA Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde, “yabancılar”ın gözünde Türkiye’nin aslında bürünmesi gereken modern imajının nasıl bozulduğu tartışılıyor.

“Modern” görünümlü bir bayan “uzman” ülkemize gelen yabancıların, başörtülüleri ve çarşaflıları görünce, Türkiye’nin imajının “ne yazık ki” sarsıldığını anlatıyor hüzünle.

Bir sosyolog, programa katılıyor ve “Kendimizi tanıtalım ve Türkiye’deki ‘modern’ kadınları öne çıkaralım” diyor.

Programın sonunda, sunucu bayan bir ilkokul çocuğu edasıyla “İmajımızı düzeltmek için milletçe çalışmamız lâzım” diyor.

İçim daralıyor. Sıkılıyorum. “Benim aslında bu konuyu yazmamam lazım” diyorum.

Aklıma “İmaj hiçbir şeydir, susuzluk herşey” reklam sloganı geliyor. Kendimce uyarlıyorum: “İmaj herşeydir, içerik hiçbirşey!” İmajperest uzmanlar, yabancılar gezerken, başörtülüleri ve çarşaflıları bir süreliğine bir yere zorla kapatmaya çalışırlar mı, diye soruyorum kendi kendime. Bir kadın hem örtünebilir, hem de modern olabilir diyen Prof. Göle’yi neredeyse döverek ülkeden sürdüklerini acıyla gülümseyerek hatırlayınca, “Gözleri kesse yaparlar!” diyorum.

Diz boyu saçmalık ve tuhaflık.

Yine canım sıkılıyor.

Sonra, demin göz gezdirdiğim bir gazetede hiç de dindar olmayan bir yazarın kendisini “İslâm medeniyetinin mensubu” olarak yazdığı bir yazıyı hatırlıyorum. Herşey koyu gri değil diye teselli ediyorum kendi kendimi.

Sonra, insanî üslubunu çok sevdiğim Haşmet Babaoğlu’nun yazısı dikkatimi çekiyor. İlk cümlesinde tam da hissettiğim birşeyi söylüyor Babaoğlu: “Türban takan gergin, takmayan gergin, bu nasıl bir derttir ki başımıza sardık, açamıyoruz!” Ve birkaç satır sonra hüzünlü bir söz geliyor:

“Bildiğim şu: Bu kamplaşma yüzünden çoktandır dışımız (türbanlı ya da türbansız) aynı kalsa da içimiz çürüyor. İnanmam, artık kimse inandıramaz beni bu ülkedeki başı açık kadınların saçlarının rüzgârda özgürce dalgalandığına... Ve inanmam artık başı kapalı kadınların içlerindeki gücenikliği kolayca savuşturacaklarına...”

Sonra çook uzaklardan, Kanada’dan, Preston Manning adında eski bir siyasî liderin sözleri geliyor aklıma. Medyanın ve siyasetçilerin dine karşı düşmanca yaklaşımının bir nedenini “Ne yazık ki, 20. yüzyılın ikinci yarısında siyaset ve medyada birçok kişinin imanını kaybetmiş olması, ve bu yüzden imanını kaybetmemiş veya yeniden keşfetmiş kişilerce ortaya konan inanç ifadelerinden rahatsız olmasıdır.”

Bir dergide yazan ve resmini her gördüğümde, “İnsanların görüşlerini ve inançlarını, görüntüleriyle eşleştirmemek lazım” diye kendi kendime tembihlediğim bir yazarın ifadesi tam burada anlamını buluyor. “Başörtüsü zaten bir simgedir, bir kadının İslâm dinine mensup olduğunun simgesi. Bunun siyasî simge haline gelmesi, kamusal alanda, yani herkese ait tarafsız alanda gözükür olma talebinden kaynaklanmaktadır. Öyleyse, hangi tarzda olursa olsun, başörtüsü kamusal alanda gözükür hale geldiğinde veya gelmek istediğinde kaçınılmaz olarak siyasî simge haline gelir.”

Faşistçe değil mi?

Koynunda “Normal olan açıklıktır, örfî sınırları zorlayacak kadar çıplaklık bile kamusal alanda kabul edilebilir, çünkü normaldir. Ama anormal olan örtünmedir” diye normalliği kendinden menkul bir zihniyeti saklayan, ama bununla kalmayıp akabinde “Dinî olan siyasîdir ve yasaklanmalıdır”ı kusan faşist bir zihniyet! Kamusal alan, kaynağı olduğu Avrupa’da özgürlük ve eşitliğin esas olduğu bir alan iken, bizdeki faşist kafalar için totaliterliğin kalesi...

Kavramları Batıdan alıp, Manning’in işaret ettiği sebebten olsa gerek keyfine göre yorumlayan, sonra da keyfini cebrilikle uygulamaya çalışan bir yaklaşım bu...

İran’daki rejimi bir öcü gibi gösterip onun asimetrik olarak tıpatıp aynısını icraya çalışan şaşı bakış... Öğrencilerime “Zorla baş örttürmekle zorla baş açtırmak arasında ne fark var?” diye sorduğumda yüzlerindeki boş ve şaşırmış bakış... Resminden ürktüğüm yazarın ABD’deki zihindaşı Daniel Pipes’ın öne sürdüğü “İslâmcıların güçlü olduğu yerlerde demokrasiye geçişi desteklemek değil, yavaşlatmak lâzım” diyen faşist bakış...

Allah hepimizi faşistlerin şerrinden ve faşizmin cazip ama tehlikeli işvelerinden korusun!