25.05.2006 - Yeni Asya Gazetesi
Modern zamanlar, ideolojiler ve büyük projeler çağıdır. Her ideoloji dünyada başarılmayı bekleyen bir projeyi; her proje de bir güç ve iktidar arayışını saklar sinesinde. İdeolojik projeler, cenneti dünyada inşa etmek isterler, ama hayatı cehenneme çevirirler. Çünkü mahiyetleri gereği despotiktirler. Ve her ideolojik proje iflas etmeye mahkûmdur.
Eski Yunan felsefesi için modernliğin tohumu denilebilir. Ve bu felsefenin ileri gelenlerinden Eflatun gibi idealist bir filozofun, en meşhur eserinin Devlet olması manidardır. Yüce hakikatlerden, idelerden, görünür dünyanın süflîliğinden bahseden bir filozof, temel görüşlerini Devlet isimli bir kitapta toplamıştır. Ve aslında bu şaşırtıcı değildir. Çünkü Eflatun ideal birey, ideal toplum projesi peşindedir. Bu projenin gerçekleşmesi için iktidar ve devlet yönetimi merkezî bir öneme sahiptir. Evet, Eflatun’un öngördüğü ideal yönetim aristokratik olduğu kadar despotiktir ve o bunun farkındadır. Mazereti de hazırdır: yöneticilik doktorluk gibi bir maharettir, hasta nasıl doktorunun karşısında teslimiyete mecbursa, halk da filozof-krallar karşısında mutlak bir itaate mecburdur. İdeal toplum projesi uğruna ailenin ortadan kaldırılmasını, ideal bireyler olarak eğitilmeleri için çocuklara devlet tarafından el konulmasını öngören Eflatun’un fikirlerinin uygulanamadığını söylemek herhalde gereksiz.
Ama 20. yüzyılın idealist ideolojileri, ne yazık ki, uygulama alanı bulabildi kendilerine. İlginçtir, bütün bu ideolojiler Darwin’in evrimci düşünüşünden fazlasıyla etkilendiler. Meselâ, Liberalizmin yandaşları başlangıçta güçlünün güçsüzü ezmesini makul görüyor ve devletin ekonomik ve sosyal hayata müdahale etmesine karşı çıkıyorlardı. Liberaller, Sosyal Darwinizm’in ateşli savunucularıydılar ve düşkünlerin, yoksulların, zekâsı kıtların kısırlaştırılmasını isteyecek kadar ileri gittiler. Ama masum ve ideal bir proje uğrunaydı bu: Dünyada cennet inşası. Sömürgeleştirme ve emperyalizm, aynı projenin başka coğrafyalara taşınması, karşılığında o coğrafyaların kaynaklarının zorla çalınmasından başka bir şey değildi.
Benzer bir projeyi, farklı araçlarla Komünizm de gerçekleştirmeye çalıştı. Marksist diyalektik, tarihin evrile evrile nihayet ideal toplum biçimine, yani sınıfsız ve devletsiz komünist topluma ulaşacağını söylüyordu. Komünist toplum düzeni dünyada cennetti; herkes mutlu ve huzurlu olacaktı orada. Şa’şaalı bir projeydi. Ama bu projenin hayata geçmesi için önce kanlı bir devrim, sonra da işçilerin diktatörlüğünün kurulması gerekliydi! Eski Sovyetler’de ve Çin’deki tecrübeler, bu projenin döktüğü kanları, kendi insanına reva gördüğü zulüm ve baskıyı, gayrı insanîliği işaret ediyordu. Ve bir de komünizm projesinin iflasını.
Ârî ırk projesiyle ortaya çıkan Faşizm de, zıt kardeşler olan ideolojilerin bir diğer halkasıydı. Hitler’in, sadece Yahudileri değil, Çingeneler ve diğer koyu derilileri de aşağı ırk kabul edip, ideal toplum projesinin gerçekleşmesi için “temizleme”yi hedeflediğini belirtelim. Modern bir ideoloji olarak ırkçı milliyetçilik, yüksek ideallere ve mükemmel projelere sahipti ve bu uğurda çok kan döktü, çok zulüm işledi. Nihayet kendi kanında boğuldu. O da iflas etti.
Biz, ideolojik projeyle, Cumhuriyet döneminde tanıştık. Batıdaki gibi kendiliğinden, toplumun kendi dinamikleriyle değil, devlet ve iktidar zoruyla gerçekleştirilmeye çalışılan modernleşme projesiydi bu. Modernleşme derken anlaşılan ise, esasen sekülerleşme ve dinin toplum ve birey hayatındaki tezahürlerinin bertaraf edilmesiydi. Görünüşü cazip, idealleri yüksek, ama içi despotizm ve zorbalık dolu bir projeydi. Onlarca yıl, tek parti yönetimi altında, topluma şekil verilmeye çalışıldı. İdeal insan oluşturulmak hedeflendi. İrtica/mürteci prototipleri oluşturuldu. Dine dokunan her şey, bu prototiplerin içine hapsedilmeye adaydı. En masum namaz ibadeti bile!
Her ideoloji idealisttir ve güçlü idealizmler eleştiriye kapalıdır. Zira, her eleştiri projeyi sulandırma ve etkisizleştirme tehlikesini taşır. Projenin ideallerinin dışına çıkılması sapmadır, proje sahiplerinin ve uygulayıcılarının gözünde ve behemehal bertaraf edilmelidir, tâ ki diğer safî zihinler bu sapkınlıktan etkilenip onları örnek almasınlar.
İdeolojiler çağı kapandı, kapanıyor. Projeler iflas etti, defterleri dürüldü. Zorla “güzellik” olmayacağı, zorbalıkla “güzel proje”lerin hayata geçirilemeyeceği, hiçbir ideolojinin deli gömleği gibi toplumlara zorla giydirilemeyeceği anlaşıldı.
Bugünlerde yaşadığımız sıkıntılar, projelerin sonuncusunun iflasının itiraf edilmemesinden kaynaklanıyor. Evet, bir otoriter modernleştirme/sekülerleştirme projesi olarak Kemalizm iflas etmiştir. Bu iflasın delili, tek dayanağının yasakçı uygulamalar olmasıdır. O halde neden bu kadar zorluyor ve zorlanıyoruz? İtiraf edelim, kurtulalım!
(Haftaya: modern ideolojik bir proje olarak İslâmcılık)
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |