24.12.2005-Yeni Asya Gazetesi
“Kişisel Gelişim,” son yılların gözde alanı. İşletmelerde liderlik ve yöneticilikten personel yönetimine, başarı stratejilerinden verimli çalışmaya, kendini tanımadan sağlıklı iletişime, beden sağlığından ruh sağlığına, yogadan Reiki’ye, stresle mücadeleden mutluluğun nasıl elde edileceğine... binbir türlü altbaşlığı içine alan, henüz mecrâını bulmamış, şekillenmesi hâlâ süren, ama popülerliğini giderek arttıran bir konular yığını. Eğitim seansları, seminerler, konferanslar, kitaplar, dergiler derken büyüyen bir sektör haline de gelmiş durumda. Kaynakların çoğu çeviri, çünkü kitaplar ezici çoğunlukla Amerika’da yayınlanıyor.
Kişisel gelişim konusuna dindarlar da oldukça ilgili. Beş yıldızlı turistik Akdeniz otellerinde dindar belediyeciler hizmet içi kişisel gelişim kursları düzenliyorlar. Dindarane kitaplar çıkaran yayınevlerinin yayınladığı—çoğu çeviri—kişisel gelişim kitapları diğerlerinden neredeyse hiç farklı değil. Ekonomik faaliyetlere son yıllarda daha profesyonelce girişen dindarlar kişisel gelişimi fazlasıyla önemsiyor. Ailevî sorunlarla baş edemeyen dindar hanımlar, bir çare olarak iletişim, karı-koca ilişkileri, çocuk eğitimi vs. gibi kurslara yöneliyor.
Kişisel gelişim, bir çırpıda ne yüceltilecek, ne de mahkûm edilebilecek karmaşık bir konu. Ancak, yetiştiği zemini, yani bireyci liberal zihniyeti, kapitalist ekonomik anlayışı anlamadan da onu anlamak mümkün değil. Vahiyden uzaklaşmış ve hayatın gaybî yönlerini ıskalamış; dünyasını dünyayla sınırlı bilen ve doyumu statü, kabul görme, çok kazanma vs. gibi boyutlarda arayan; kurumsal planda verimi en büyük erdem kabul edip insanı bu noktada bir araç gören; mutluluk peşinde koşarken bir o yöntemi, bir bu yöntemi deneme-yanılma yoluyla uygulayan Batı insanı için belki anlaşılabilir bir durak, kişisel gelişim.
Ancak, dünyaya, insana, zamana ve hayata ilişkin aslî kılavuzlara mazhar toplumların, meselâ bizim, kişisel gelişime kemal-i hahişle sarılması bir problemi işaretliyor. Türkiye’nin, kapitalizme ve tüketim toplumuna geçişiyle kişisel gelişimciliğin aynı tarihlerde—80’lerden sonra—ortaya çıkışı, bir tesadüf olmasa gerek.
Kişisel gelişime, ekonomi yoluyla fiilen sekülerizasyon sürecine giren bizim gibi toplumlarda bir taraftan yönetim, verim, etkili iletişim vs. gibi hedeflere ulaşmak için başvuruluyor. Âhiret boyutundan soyutlanmış Batı toplumlarındakine benzer şekilde, zaman mümkün olan en “verimli” şekilde kurumsal çıktıları maksimize etmek için kullanılacak bir meta olarak düşünülüyor. Avrupa’da Protestan ahlâkının dindar Hıristiyanlara kapitalizm ruhunu üflediği zamanlarda ortaya çıkan “Vakit nakittir!” sloganı bizim için de aslî umde haline geliyor. Bir insanın her ne işi yapıyorsa yapsın, en güzel şekilde yapmaya çalışması, zamanı planlı-programlı kullanması elbette ki güzel birşey. Ama ekonomik faaliyetin her türlü değerden soyutlanıp başlı başına amaç haline getirilmesi; kurumsal büyümenin her türlü ahlâkî kaygının önüne koyulması; ekonomik faaliyette, özellikle de kurumsal düzenlemelerde dinin sadece bireysel kulluk vecibeleriyle sınırlı kalması bir sorunu ele veriyor. Adına ister Protestanlaşma, ister dünyanın dinden ayrıştırılması, isterse dünyevîleşme deyin, ciddi bir sorun bu. Kişisel gelişim ise bu sorunun bizatihî kaynağı olmasa da bir tezahürü ve aynı zamanda bu süreci hızlandırıyor.
Diğer taraftan, dindarlar—özellikle de dindar erkekler—kendisini ekonomik faaliyete adarken ve gözü işten başka birşey görmez hale gelip hayat sahnesinde görünmez hale gelirken hem stres, kaygı, yalnızlık, mutsuzluk gibi bireysel sorunlara maruz kalıyor; hem de ihmal ettiği ailesinde sorunlarla karşılaşıyor veya genel olarak iletişim sıkıntısı yaşıyor. Ekonominin ve tüketimin merkeze alındığı ailelerde yaşanan iletişimsizlikler ve geçimsizlikler giderek artan oranda boşanmayla sonuçlanıyor. İşte, kişisel gelişim başlığı altında ortaya çıkan çalışmalar, kökleri ve nedenleri çok daha derine inen bu tür problemlere de “pratik” çözümler sunarak “tedavi” etme iddiasını taşıyor.
Kişisel gelişim konusu dindarlar için daha bir çetrefilli konu. Genellikle iki tür toptancı yaklaşım sergileniyor. Ya “Bunlar zaten dinimizde ve sünnette olan hikmetli şeyler, dolayısıyla almakta ve kullanmakta ne sakınca olabilir?” deniliyor. Ama “İçindeki sonsuz gücü kullan!” veya “Yüzde yüz başarı!” gibi abuk-sabuk yöntem ve sloganlar bile kullanılabiliyor. Ya da “Bize dinimiz ve sünnetimiz yeter; bunlar hiçbir şekilde kullanılmamalı.”
Amacımız, kişisel gelişimi topyekûn mahkûm etmek değil. Öncelikle, onu doğuran zihniyeti ve şartları anlamak, sonra kabaca ve dışarıdan bir ayrıştırma denemesine girişerek, kişisel gelişimin bu dünyayı değil âhireti önceleyen, ben’ini O’nu tanımak için vesile etmeyi amaçlayan dindarlar açısından araçsallaştırılabilirliğini sorgulamak.
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |
Röportaj |
|
Sitemizdeki Yazıları |
Nisa Suresinin Işığında Kadın Ve Erkek Arasında Adalet Ve Eşitlik |
|
Sitemizdeki Öyküleri |